Avrupa Birliği, okulu erken bırakanları, 18-24 yaşları arasındaki, yalnızca ortaöğretimin alt kademesine veya daha azına devam etmiş ve artık eğitim veya öğretim görmeyen kişiler olarak tanımlar.
Bu nedenle okulu erken bırakanlar, yalnızca okul öncesi, ilkokul, ortaokul veya 2 yıldan daha kısa bir lise eğitimi almış olanlardır.
Erken okul terki çeşitli şekillerde olabilir. Zorunlu eğitimin bitiminden önce okulu bırakan gençleri, zorunlu eğitimi tamamlamış ancak lise yeterliliği kazanmamış olanları ve lise düzeyine eş değer bir mesleki eğitimle sonlanmayan meslek öncesi veya meslek kurslarına katılanları içerir…
Avrupa Birliği tarafından yayınlanan güncel bilgiler şu adreste bulunabilir: Early leavers from education and training across EU regions
Türkiye’de eğitim kurumlarının karşılaştığı sorunların başında her zaman erken okul terki ve devamsızlık yer almıştır. Bunun nedeni, devlet okullarına devam eden öğrencilerin bir kısmının bir takım sosyo-ekonomik sorunları olması, farklı kültürlerden gelmeleri ve yeterli veli desteğine sahip olmadıkları için akademik açıdan sınıf arkadaşlarının gerisinde kalmalarıdır. Tüm bu sorunlar okuldan uzaklaşmaya neden olmakta ve bu da devamsızlık veya erken okul terki oranlarının yüksek olmasına neden olmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer eğitim kurumları, bu öğrencilerin sayısını azaltmak için bizimkine benzer projeler yürütüyor, önlemler alıyor. Okulları bu öğrenciler için daha çekici bir ortam haline getirmeye çalışıyorlar, onları maddi olarak destekliyorlar ve okullardaki öğretmenler bu öğrencileri başarılarını artırmak için ek derslerle destekliyorlar.
Tüm bu çabalara rağmen pandemi sürecinde ülke olarak tamamen beklenmedik ve farklı bir senaryo ile karşı karşıya kaldık. Okulları kapatmak zorunda kaldık ve öğrenciler bir yıldan fazla bir süre online derslerle eğitimlerine devam etmek zorunda kaldılar. Bu durum açıkçası riskli gruptaki öğrencilerin.
online derslere katılabilecekleri teknolojik cihazlardan veya internetten yoksun olmaları nedeniyle pek çok soruna neden olmuştur. Devlet kurumları ve yerel kurumlar, bu çocukların derslerine devam edebilmeleri için ihtiyaç duydukları şeyleri sağlamak için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışsalar da, bu çoğu zaman yeterli olmamıştır.
Online ders süreci sonrasında velilerin eğitime ve okula bakış açılarında olumlu bir tutum gözlemledik. Çocuklarının evde olduğu, ekranların karşısında okuldaki konulara yetişmeye çalıştığı, yaşıtlarından ve öğretmenlerinden uzakta kendi başına mücadele ettiği o dönemlerde velilerin, çocukların hayatında bir eğitim kurumu olarak okulun ve lider ve rehber olarak öğretmenlerin kısacası eğitimin ne kadar önemli olduğunu anlamaya başladıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ebeveynlerin çocuklarına derslerine yardımcı olmak, boş zamanlarını planlamak, ödevlerine yardımcı olmak ve evde disiplinli bir ortam sağlamak konusunda kendilerini yetersiz hissettiklerini gördük.
Öğrencilerin bakış açısından ise, pandemi eğitimin paydaşları arasındaki yüz yüze etkileşimin çok önemli olduğunu görmelerine yardımcı olduğu için okul ve eğitimin önemini anlamaya başladılar ve okula devam etmenin değerini daha fazla anlamaya başladılar. Çünkü çevrimiçi derslere tam olarak katılamadıkları için sınıfın gerisine düştüler. Türkiye’deki tüm okullar, öğrencilerini çevrimiçi derslere katılamamaktan kaynaklanan eksiklerini tamamlamaya yardımcı olmak için onları ek derslerle destekledi, ancak süreç tamamen onarılamayacak kadar uzundu; öğrenciler neredeyse bir buçuk yıl evlerinde kaldılar. Öğrencilerden bazıları, okulda öğrenilen konulardaki eksiklerinden ötürü ödevlerini yapmakta zorlandıklarını beyan etmiştir. Bu engeli aşmak için tüm öğretmenler olarak sınavlarımızdaki soruların zorluk düzeyinin düşürülmesi ve bu öğrencilere özellikle sınav öncesi daha fazla destek verilmesi konusunda ortak bir görüşe vardık.
Özetlemek gerekirse, pandemi süreci tüm dünyada eğitim kavramına yapısal bir değişiklik getirmiştir. Bu süreç sona erdiğinde eğitim kurumlarının ve genel anlamdaki eğitim anlayışının geldiği noktayı hep birlikte göreceğiz. Bu arada, tüm öğretmenler, öğrencilerin sosyal ve akademik refahları için mümkün olan en fazla desteği sağlamaya devam edeceklerdir.
İrlanda’da okulu erken bırakma %5’lik bir oranla, Avrupa Birliği tarafından belirlenen hedeflerin yaklaşık yarısı olan Avrupa Birliği ortalamasının oldukça altındadır. Bununla birlikte, ülkenin yetkilileri, Erken Okul Terki’nin ilgili taraflara getirebileceği ekonomik ve sosyal sonuçların farkındadır, bu nedenle, durumu ele almak ve nitelikli istihdam fırsatı elde etmelerine yardımcı olmak için farklı programlar işe koşulmuştur. Söz konusu programlar şöyledir:
Okulu Bitirme Programı: Okulu Bitirme Programı (OBP), dezavantajlı bölgelerden gelen öğrencilerin eğitim sürecini tamamlayarak mezuniyet belgelerini almalarına yardımcı olmayı amaçlar. OBP, risk altındaki veya eğitimde dezavantajlı olan çocuklara ve gençlere yardım etmek için Eğitim Bakanlığı’nın Okullarda Fırsat Eşitliği Sağlamak , sosyal içerme stratejisinin bir parçasını oluşturur. Her proje bir yerel yönetim komitesi tarafından yönetilir ve okulu erken bırakma riski altında olan hedeflenen çocuklara ve gençlere yönelik özel bir okul içi, okul sonrası ve tatil zamanı müdahaleleri programı sunar.
Eğitime Dönüş Girişimi: Eğitime Dönüş Girişimi, becerilerini geliştirmek isteyen yetişkin öğrencilere ve okulu erken terk edenlere ikinci şans eğitimi için fırsatlar sunar. Girişim, Gençlik ve Mesleki Eğitim Fırsatları Programı gibi mevcut planlar üzerine inşa edilmiştir. Ayrıca yetişkin okuryazarlık programları, topluluk eğitimi ve Okul terki Sonrası Sertifika kurslarını da içerir.
Youthreach Programı: Youthreach, Eğitim Bakanlığı ile İş, Girişim ve İnovasyon Bakanlığı arasında ortak bir programdır. Gençlerin öğrenime geri dönmelerine ve istihdama ve yetişkin yaşamına hazırlanmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Ayrıca onlara sertifikalı nitelikler edinme fırsatları da sağlar. Program, 15 ila 20 yaşları arasındaki okulu erken bırakan işsizlere yöneliktir. Gençlik Programı, Gençlik Merkezleri ve Toplum Eğitim Merkezleri aracılığıyla verilmektedir.
Mesleki Eğitim Olanakları Programı: Mesleki Eğitim Olanakları Planı , okulu erken bırakan işsizlerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış özel bir kurslar dizisidir. Program, onlara temel eğitim ve öğretimden ileri mesleki hazırlık ve eğitime kadar çeşitli seçenekler sunmayı amaçlamaktadır. En az 6 aydır işsizlik maaşı alan veya kredi sözleşmesi imzalayan 21 yaş üstü kişileri hedeflemektedir. İrlanda’nın her yerindeki merkezlerde Eğitim ve Öğretim Kurulları aracılığıyla verilir – aşağıdaki ‘Nereye başvurulur’ bölümüne bakın.
MIUR’un bir raporuna göre, 2018-2019 öğretim yılında yaklaşık 102 bin öğrenci tek bir öğretim yılında İtalya’da okulu bıraktı. Bu, önceki süreçlerde artarak devam eden endişe verici bir gerçektir.
İtalya’da hem ortaokulda hem de lisede erken okul terki , esas olarak erkek çocukları ilgilendirmektedir. Rapora göre, erkeklerin %0,59’u, kızların ise %0,51’i ortaokulu bırakıyor, bu fark yaşla birlikte artmaya devam ediyor. (erkeklerin %4’ü ve kızların %2,6’sı).
Ayrıca, ortaokul için en yüksek oranların Sicilya, Calabria ve Campania’da bulunduğu,erken okul terkinin ise en sık Mezzogiorno’da görüldüğü tespit edilmiştir. Lise için ise benzer bir tablo karşımıza çıkıyor, ancak oransal olarak daha yüksek rakamlar var: burada okulu bırakma oranları Sardunya’da %4,5, Campania’da %4,1 ve Sicilya’da %3,9’dur. Lombardiya, Ligurya ve Toskana’da erken okul terki ise, İtalya ortalamasından %3,3 daha yüksek yüzdelerle takip ediyor.
Tüm AB’deki siyasi özveri ve finansal yatırımlar sayesinde, AB’de 2013’te %11,9 olan erken okulu terk etme oranı 2018’de %10,6’ya düştü. Ancak, üye ülkeler arasında büyük farklılıklar vardır. Hırvatistan 2018’de %3,3 ile en iyilerden biri oldu. Yine de Hırvatistan’ın okulu erken terk edenlerin sayısını azaltmak için gelişmiş müdahale ve telafi tedbirlerini içerecek sürdürülebilir bir ulusal stratejiye ihtiyacı var. Bu sorunun çözümlerinden biri, eğitim, sosyal refah ve sağlık hizmetleri gibi farklı sistemler arasındaki işbirliği gibi, bu eğitimsel ve sosyal soruna yardımcı olmak için iş sektörünün katılımı olacaktır.
Ebeveynler ve onların eğitime veya okul personeline yönelik olumsuz tutumları, erken okul terkini etkileyebilir. Hırvatistan genelinde, göçmen statüsüne sahip gençler ve ulusal bir önleme programı oluşturulurken özellikle ilgilenilmesi gereken Romanlar gibi çeşitli hassas gruplar belirlenmiştir. Okul terki, eğitimde esnek olmama, verimsiz erken izleme, uygun olmayan okul iklimi, akran zorbalığı ve uzmanlardan yeterli destek alamama gibi eğitim sisteminin yapısal özellikleriyle ilişkili olabilir. Ayrıca öğretmenler ve öğrenciler arasındaki kötü ilişkiler de öğrencinin okula, öğrenmeye ve yaratıcılığa yabancılaşmasına neden olabilir.
Roman azınlığın birçok üyesi, okulumuzun bulunduğu Hırvatistan’ın en kuzeyindeki Međimurje’de yaşıyor. Bu kesim erken okul terki söz konusu olduğunda en riskli gruplardan biridir, dolayısıyla ilçemizde alt sınıflardaki sınıf tekrarı oranı ve okulu bırakan öğrenci sayısı en fazladır. Okulumuzda ayrıca birçok Roman çocuğu kayıtlıdır, bu nedenle bir dizi eylem ve önlemin alındığına tanık olabiliriz. Bu eylemlerin hedefleri erken entegrasyon, dahil etme ve eşit koşulların sağlanmasıdır. Gerçek şu ki, bu, bir gecede iyileşme göstermeyecek uzun vadeli bir süreçtir. Ancak, sisteme erken giriş nedeniyle, küçük olumlu değişimler görülebilir. Sadece birkaç yıl önce, Roman çocuklar herhangi bir okul öncesi programa katılmıyordu ve bu nedenle hazır bulunuşlukları aynı değildi. Hırvatçanın temellerini bilmeden eğitime başlamış, birinci sınıfta hayatlarında ilk kez kitap, defter ve kalemle etkileşime girmişlerdi. Temel bilgileri ve sınıf içi talimatları takip edemeyecek düzeydediler.Ve sonuç olarak, daha yüksek bir sınıfa geçmek için gerekli kriterleri karşılayamıyorlardı. Bütün bunlar açıkçası son derece moral bozucuydu ve sonuç okulu erken bırakmaktı.
Bugünlerde tüm öğrencilerin anaokuluna gitmesi gerekiyor ve bu yıldan itibaren ilkokula başlamadan önce iki yıl anaokuluna devam etmiş bir grubumuz var. Anaokulu tüm öğrenciler için ücretsizdir, iki öğün yemek verilmektedir ve bu durum veliler tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. Anaokuluna devam etmenin sonuçları, ilkokul birinci sınıflarda elde edilen başarıda görülebilir. Ayrıca, Roman öğrencilerin diğer öğrencilerin seviyesine ulaşabilmeleri ve müfredatta daha kolay ilerleyebilmeleri için haftada iki ek Hırvatça dersi vardır. Roman öğrencilerimizin okulda daha fazla zaman geçirmeleri, ödevlerini yapmaları ve kendilerine yardımcı olabilecek biriyle ders çalışmaları için onları uzun süreli okul sonrası programlarına da dahil ettik. Şu anda kapsamlı bir okul sonrası programımız yok, ancak Eğitim ve Bilim Bakanlığı böyle bir programın gerekliliğini kabul etti ve gelecek yıl kapsamlı bir okul sonrası programımız olacak. Bu, özellikle COVID-19 salgını ve çevrimiçi dersler sırasında daha da öne çıkan Roman öğrencilerin okul görevlerini veya ev ödevlerini evde tamamlamama durumu için önemlidir. Ne yazık ki, daha düşük sosyo-ekonomik düzeydeki öğrenciler,.
düzenli olarak çevrimiçi derslere katılma olanağına sahip değiller ve ev ödevi veya çalışma yapmaya çalışırken evde yeterli eğitim desteğine sahip değiller, bu nedenle kapsamlı okul sonrası program tüm bunları telafi edecektir.
Hırvatistan’da müfredatı uyarlama olanağımız da var, bu da kullanılan yöntem ve tekniklerin belirli bir öğrencinin ihtiyaçlarına ve olanaklarına göre düzenlenebileceği anlamına geliyor ve bu öğrenciler normal sınıflarda ders işliyor. Bu öğrencilerin ayrıca ayrı sıralama ölçekleri ile ve özelleştirilmiş kurs imkanları olan bir ortaokula kayıt olmaları sağlanır. Roman öğrencilere burs ve yurtta ücretsiz konaklama sağlanmaktadır. Tüm bu imkanlar sayesinde ortaokullara kayıt yaptıran ve bitiren öğrenci sayısı artmıştır.
Tüm bu araç ve yöntemlerin, riskli grupların eğitiminde olumlu bir etki yaratacağına ve büyük değişiklikler yapacağına ve günümüzün öğrenci kuşağının eğitimin önemine farklı bir yaklaşım getireceğine inanıyoruz. Ayrıca artan eğitim seviyesi ve olumlu deneyimler, bu tür sosyal ve eğitim politikalarının nihai hedefi olan geleceğin çocuklarının yetişmesini ve eğitimini etkileyecektir.
Konu yeterince erken tespit edilip veliler, okul ve tüm toplum sürece dahil olursa, öğrencilerin eğitimlerine devam etme motivasyonlarını artırmak ve gençleri liseye devam etmeye teşvik etmek (önceden yaşanan sorunlara rağmen) mümkündür. Gençler, fikirleri önemli olan eşit bireyler olarak ele alınırlarsa eğitimin değerini anlayabilirler – daha sonra bilinçli kararlar verebilir ve hayatlarını sorumlu bir şekilde yönetebilirler.
AB’nin temel eğitim hedeflerinden biri, 2020 Avrupa stratejisinde belirtildiği gibi Erken Okul Terkini %10’un altına indirmektir. Ülkelere göre farklı gerçeklikleri olan kalıcı bir olgu olduğu için mutlaka çok yönlü bir bakış açısıyla ele alınmalıdır.
Bu gerçeklik bugün hala okul başarısızlığına açılan kapıdır ve yalnızca akademik hazırlık eksikliğiyle değil, daha sonra istihdam edilebilirlik şansının daha kötü olması ve sosyal dışlanmayı beraberinde getiren uçurumla ilişkili ciddi bir sosyal sorun olarak anlaşılmalıdır.
İspanya’nın eğitim sistemi, son yıllarda EOT oranını sürekli olarak düşürmeyi başardı, ancak bölgeler arasında büyük farklılıklar gösterse de (bazıları AB ortalamasının içinde veya altında), mevcut ulusal rakamlar %16’da ve hala bu %10luk amacımızdan çok uzakta.
Bu projede, bölgemizde (Asturias) yürütülen çalışmaları göstererek disiplinlerarası bir yaklaşımla argümanlar ve öneriler sunmaya çalıştık, bölgemizdeki erken okul terki oranı İspanya’daki en düşük ikinci orandır. Proje kapsamında ortaklarımız ile paylaşılan çalışma konuları şöyledir: farklı kamu hizmetleri arasında ortak müdahale (eğitim, sosyal, kültür, sağlık…) ve okul alanlarında çalışan sosyal kuruluşlar; benlik saygısı, kişisel refah gibi konularda ailelere ve öğrencilere müdahale…; diğer hususların yanı sıra yaşam koşullarının iyileştirilmesi.
Gördüğümüz kadarıyla, bu kavramı ele almak ve önümüzdeki yıllarda erken okul terkinin ortadan kaldırılmasını sağlamak için tüm eğitim idareleri ile diğer kamu ve özel kurumlar arasında ortak bir çaba gereklidir. Tüm parçaların toplamı, sorunun sonunun başlangıcı olacaktır.